SÖZÜNE BAK İNSANINI TANI - LAFLAR GAFLAR

Osman Bolulu - Dil Deneme Şiir

SÖZÜNE BAK İNSANINI TANI - LAFLAR GAFLAR

SÖZÜNE BAK, İNSANIN TANI
 
LAFLAR GAFLAR
 
 
 
Elli yıldır ülkemizi yöneten böööyyüklerimizin laflarından bir kokteyl size:
 
 
“Küçük Amerika olacağız.
 
Tanzimat kafalıların ağzından çıkar ancak böyle bir tümce. Tanzimatçılar da Batıya öykünerek çağdaşlaşacaklanı sanıyorlardı. Atatürk Türk ulusu adına “Bağımsızlık, benim karakterimdir.” diyordu. Ulus. devlet olabilmenin terk edilmez önkoşulları bağımsızlık ve kendi özelliğini korumaktır. Başkasına benzeyenin kişiliği olamaz. Birilerinin ayak izini sürer. gölgesi olur. Gölgenin kişiliği olur mu hiç?... Küçüle küçüle un ufak olduk. IMF`nin  kuyru- ğuna takıldık. Amerikanın küçüğüyüz şimdi. Mutlu musunuz?
 
“-Beyler, siz isterseniz, hilafeti bile geri getirebilirsiniz “
.
Hilafet özlemli iktidarların yönetiminde kaldık. Hizbullahtan alacağımızı aldık. Arap`ın petrol bulaşığı kumuna. kirli burnumuzla daldık, çıkamıyoruz. iyi mi?...
 
“İhlas ile çıktık yola. “
 
“İhlas"ın dördüncü anlamı iflas ve müşteriyi aldatma. Evvel Allah. dediğimizi yaptık. “Vaamı. bunun başka izah tarzı?”
 
“Partimiz, şeâmât destanları yarattı.”
 
Enelhak doğrudur; “Şeâmât”, uğursuzluk, hırsızlık anlamlı Arapça bir Sözcük.
 
“Saf kan  Atatürkçüyüm “
 
“Saf kan”. beygirler` daha Türkçesi atlar için kullanılan bir nitem. Siz kabul ettinizse` biz ne
diyelim? Hayırlı olsun!
 
 
“Evinize polis mi girsin, anarşist mi?”
 
İllâ iki kötülükten birine razı olmak zorundayız sanki. Deveye sormuşlar: “ İnişi mi' seversin yokuşu mu? " "Düze ne oldu ki birader? " Deve bile üçüncü seçeneği düşünüyorsa…siz…
 
“Anayasayı bir kez delsem, ne olur?
 
Deline deline, Anayasa kevgir' olur, su tutmaz; hukuk pul olur; ulus malı çalanın elinde kalır.
ABD`den getirdiğimiz roleks saatli prensler. palazlandıktan sonra, yeniden ABD`ye doğru demir alır. Ne önemi (?) var?
 
“Şeriat dindir. Partimiz, şeriata karşı yürüyüşe katılmayacak. “
 
“Şeriat”; âyet. hadis, icma-i ümmet esaslarına dayanan din kuralları. “İcma-i ümmet”; 'fakihlerin (din üstadlarının) dinle ilgili konuda birlik olmaları. Şeriata dayalı teokratik devlet istiyorsunuz demek ki. Aradığınız birlik. ümmet birliği. Öyleyse sizin ulusallığa` evrensel hukuk değerlerine karşı çıkmanız doğaldır.
 
“Toprak işleyenin, su kullananın. ” demiştiniz, umutlarımızı sağıp oya dönüştürmüştünüz. Sonra köktendinci- lerle hülle yaptınız. "Ben değiştim. " diyorsunuz değişme kavramının ucu ilerşye de geriye de açık. sizinki...
 
Ünlü sözünüze bir benzek yapalım: Banka hortumlayanın, keyfini bozmayın devletteki talanın. İktidar, her şeye karşın koltuğa kara sakızla yapışanın.
 
 “Allahın ipine sarılın. " diyen en yüce koltuğa oturunca, “Onu, oradan şerefsizce indireceğiz “demiştiniz. Dünya yeni kavramlara dönüşürken yeni ölçütler kullanırken, l3.yüzyılın Edebali’sine dönen beyefendi, o tümcenizi dilsel incelemeye alalım mı:
 
-Kim indirecek? -Biz. -Kimi? -Onu, yani en yüce koltuğa oturanı. -Nereden indireceksiniz'?
-Oradan. yani o yüce koltuktan. -Nasıl indireceksiniz? -Şerefsizce İndiriş tarzı kimin üstüne yöneliyor?... Ne siz farkına vardınız bunun, ne kargışladığınız...
 
Hanginböööyyüklerimizindir bu inciler, seçer misiniz? Ülkeyi, ulusu nereden nereye sürüklediklerini düşünür müsünüz? Sözü, daha açıkçası düşünüşü, böylesine kısır olanlardan, daha ne umuyorsunuz?
 
 
 
 
 
 


 

Etiketler:

Yorumlar (0 )