İBRAHİM DİZMAN

  

 

“BİLİNCİN ÇİÇEKLENİŞİ”

İBRAHİM DİZMAN
Kıyı, S:118 Ocak 1996


Belleksiz Toplum, Osman Bolulu'nun çeşitli türlerde yayımlanmış kitaplarının on birincisi. Bu on bir kitabın 5'i şiir, 6'sı deneme, masal, inceleme - araştırma alanında. Bolulu'nun değişik alanlardan yapıtlar üretmesi, hiç kuşkusuz, onun uzun yılları tutarı eğitimciliğinden, yaşam birikiminden ve sağlıklı dünya görüşünden kaynaklanmakta. Başka bir deyişle, tüm yapıtları hüznün ve sevincin harman olduğu yaşamından damıtılmıştır.
 
Sami Gürel, Belleksiz Toplumun arka kapağındaki tanıtım yazısında 'Yozluk, yabancılık, yalnızlık olgularının egemen olduğu bir topluma, şiirsel bilincin deneyiminden süzülmüş öneriler, ilkeler toplamı” vurgusunu yapıyor.

Bolulu, Belleksiz Toplum'da gerçekten de geçmişini çok çabuk unutan, günübirlik yaşayan ve giderek belleksiz duruma düşen toplumumuza eleştiriler yöneltiyor. Örnekse, "Kasaba Kültürünün Egemenliğindeyiz" başlıklı yazısında, kasabalılığımızın kültürel - politik boyutlarına değinerek, son yıllarda ağırlaşan sorunlarımıza büyüteç tutuyor: “Ülkemiz baştan başa bir köy müdür? Gerçek anlamda kaç kent vardır? Uygarlığın, kültürün belirleyici odağı olması gereken kentlerimiz, ne oranda kendi sanayi ve sermayemizin kaynağıdır? Yönetimi biçimlendirmekteki etkisi nedir?.." sorularıyla yaşadığımız çevreyi farklı yönlerden sorgulamaya yöneltiyor.

Osman Bolulu, "kasabalılığımızı" sanatsal boyutuyla da irdeliyor kitabında. “Kültürel Piknik" başlıklı yazı, hep birlikte düşünmemiz gereken bir konuya değiniyor: "Kültürel piknik nedir? Büyük kentlerdeki sanatçıların, kasabalardaki kültürel şenliklerde yalnız kendilerine yönelik sanatsal alışverişte bulunmalarıdır. Bunun bir başka çeşidi de büyük kentlerin belli salonlarında kendi aralarında -bir kaç hevesli genci de arka sıralara oturtarak- sanatsal etkinliklerle oyalanmalarıdır.“ Aslında birçok sanatçının bildiği, zaman zaman uymak zorunda kaldığı bir avutmacayı yazma yürekliliğini gösteren Bolulu oldu. Yazar, gözlemlerinden kaynaklanan bu yazısında yol da öneriyor: “… çağrılan sanatçıların halka ulaşma yollarının açılmasının zorunlu ve yararlı olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum.“ Bu yazı ilk kez üç yıl önce Karşı dergisinde yayımlanmıştı. Bildiğim kadarıyla bugüne kadar herhangi bir yankı yaratmadı bu eleştiri. Galiba durumdan memnun herkes. Ya da Bolulu'nun eleştirdiği tutum sonucu, ilk yerel seçimden sonra sanatçılara gidecekleri pek festival kalmadı! 

Belleksiz Toplum'un ilk yazısı "Lütfen Biraz Öfkelenir misiniz?" adını taşıyor. Şaşırtıcı bir başlık. Çünkü hep demez miyiz, “Öfkeyle kalkan zararla oturur", "Keskin sirke küpüne zarardır." Tevekküle sığınmanın söylemi bu. Oysa çağdaş insan sorgulayan, eleştiren, yanlışlıklar karşısında "Söz gümüşse sükut altındır." demeyip öfkelenen ve bu öfkesini çözümler üretmeye yönelten insandır. Bolulu da bu anlayışta. Diyor ki: "Öfke salt olumsuz bir tepki midir? Öfke, engellenmek, incinmek, gözdağı karşısındaki duyarlıktır. Kişiliğin, toplumsal değerlerin, ahlak ve estetiğin çiğnenmesine tepkidir. Hiç öfke duymamak teslimiyettir."

Belleksiz Toplum'u biraz da bu anlayış doğrultusunda okumak gerekli. Çünkü Bolulu, bir çok olay karşısında öfkeleniyor. Örnekse, "Gizli Kahramanlar da Biterse", “Edebiyat Eleştirmeni", “Kanı Tutsakları", "Tükrük Ehli Niçin Sanata Karşıdır?”, "Reklam Türkçesi“ yazıları. Ancak bu öfke onun yıllar içinde billurlaşan dünya görüşünü karartmıyor. Ulusumuzun, insanımızın, kültür ve sanatımızın önündeki engelleri aşmada karamsarlığa kapılmıyor. Gerçeklerden kopmuyor. "Bütün gerçek insandadır." diyor. "Bütün gerçekler, insana yöneliktir, insan içindir. Hiçbir gerçek insandan ayrı düşünülemez." Anadolu aydınlanmasının ışık kaynaklarından biri olan, kişilikli, uygar insan yetiştirmeyi hedefleyen Köy Enstitülerini örnek gösteriyor.

Belleksiz Toplum'da 23 deneme yer alıyor. Hepsi de yaşama, gündelik sorunlara, ülkeye karanlık gölgelerini düşürenlere Bolulu'nun belleğinden bir bakışı içeriyor. Okuyucuyu düşünmeye, sorunları saptamaya ve çözmeye çağırıyor. Sami Gürel'in arka kapakta belirttiği gibi, bu denemeler "insan belleğinde bilincin çiçeklenişi ürüne dönüşsün diyedir“.
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

Etiketler:

Yorumlar (0 )