NERMİN BOLULU

NERMİN BOLULU

1___Re__adiye_1954.JPG
 
 
BİR GÜLÜN AYDINLIĞINDA
 
Bu kitabın öznesi Nermin Pişkin’dir.
 
1950 baharı, Yeşilırmak üstündeki Taşova köprüsünde, O’na sunduğum bir kırmızı gülle,onun öyküsüne katılmak istemiştim. Uzun ve çileli bir serüvende: Anadolu kadınlığını Cumhuriyet öğretmenliğiyle emiştiren Nermin, bekârlık soyadı ‘Pişkin’i, bana fırından yeni çıkmış pişkin ekmek gibi sundu; gözümü gönlümü, gövdemi doyurdu. Beni insanlık aç’ı bırakmadı. Dünya edebiyatında eşi bulunmaz bir aşkı yaşattı bana/bize.
 
Ona borcumu ödemek için
 
Ona borcumun, birazını olsun, ödemek için aşkımızın öyküsünü anlatmalı, yazın kütüğüne kayıt etmeliydim. Bu, bir vefa ve ahlak borcuydu.

2
010’un Ağustos’unda 60. mutluluk yılımızı dolduracaktık. Kendisinden gizli bana bağışladığı aşk ve mutluluğu anlatan bir kitap hazırlayacak, 9 Ağustos 2010’da sunacaktım Nermin’e. Daha not alma aşamasındaydım.

2008’in Eylül’ünde rahatsızlandı. 2009’da rahatsızlığı artınca, hazırladığım notları, hemen kitaplaştırayım, ecel bir kalleşlik etmeden kitabı görsün istiyordum.
 
Uçmağa varmasından bir gün önce, ancak kitabın kapağını gösterebildim.
 
Basımı, düzenlemesi aksak kitap son yolculuğuna (12.01.2010) yetiştirildi. Kocatepe Camisinde 150 tanesi uğurlamaya gelenlere dağıtıldı. 200’ü eve baş sağlığı için gelenlere verildi. Kalanları taşradan arayanlara, öğretmen örgütlerine gönderildi.
 
Yeni kitap
 
Nermin, özdeksel-tinsel ne yapmışsa onlarda ufak boşluk bırakmamış, içini güzelliklerle doldurmuştur. Onun ördüğü güzellikler: bizim (benden kızlarıma, damatlarıma ve torunlarıma değin) yaşamımızı bezemiştir. Onun adına eksikli kitap, ayıbım olurdu.

İvediliği nedeniyle eksikli kalan kitabı,yeniden düzenlemek, gediklerini kapatmak gerekirdi.
 
Anlatı türlerine yadırgı kitap bu!
 
Kitap, asıl öznesi Nermin üstüne yazılsaydı, güzel bir aşk romanı olabilirdi. Ama yaşanmış olayı; roman kurgusu donağıyla sununca gerçekliği gölgede kalırdı.
 
Osman Bolulu gibi eksikli katlanılması zor bir adamı yeniden eğiten, insanlaştıran, ona mutlu bir 60 yılı yaşatan Nermin’in, eş, aşk, insan eğitmenliği, sergilenemezdi.
 
Amacıma ulaştığımı söyleyemem de. Nesnelliğe özen gösterdim diyebilirim.
 
Kitapta:
 
Bana değgin olaylar ağır basıyorsa; Nermin’in kime katlandığını ve hoşgörüsünü belirtmek içindir. Birlikte hangi engelleri aştığımızı,hangi zorlukları yendiğimizi kanıtlamak içindir. Aynı zamanda içinden geçtiğimiz döneme gönderme yapar.

Şiirler ise, şairlik taslamak için değil, bana yaşamın şiirini yaşattığını vurgulamak içindir. Densizliklerimi anlatırken acı çektim. Utandım ondan. Nermin’ime borcumu ödediğimi, ödeyebileceğimi sanmıyorum.
 
O bana varmıştı, ben de ona varmayı bekliyorum. Ankara Karşıyaka Gömütlüğü 6. Kapı, Ada D 19, 493’te yatıyor. Bir setin üstünde bakısı açık o yerde. 494’ü de kendime ayırttım. Makbuzu elimde. Tapulu malı olmayan
ben, tapu sahibiyim.
 
Yine de eksiklidir bu kitap

Altmış yıllık serüvenimizde: iki kişide ‘tekbenleşmiş’ ama ikisinden birisi, ötekisinde erimemiş, özgürlüğünü, özgünlüğü yitirmemiş yaşamdı bizimki. Nermin göçtükten sonra da ben onu yaşıyorum. Böyle bütünleşmiş
bir sevinin öyküsü parçalı anlatılmamalıydı. Özyaşam öykümü anlatacağım kitapta da Nermin’i bulacaksınız.

Yorumlar (0 )