ABC Gazetesi Tahir Şilkan Haberi
ABC Gazetesi Tahir Şilkan Haberi
"Öğretmenlerin yakasından, paçasından tutuyorlar, öğretmenlerin elinden tutan hiç yok! İmam Hatip okulları, Kuran kursları açıyor, açılmasını destekliyor. Demokrat Parti iktidarları Atatürk reformlarının ayırdında bile değil"
Cumhuriyet aydınlanmasının en önemli kurumlarından biri olan Köy Enstitüleri’nin 77’inci kuruluş yıldönümünü (17 Nisan) andık. Bu vesileyle Türk edebiyatının büyük isimi Halide Edip Adıvar ile toplumcu edebiyatımızın öncü isimlerinden Fakir Baykurt arasındaki bir konuşmayı yayınlıyoruz. Kuruluşundan itibaren gericiliğin hedefinde olan Köy Enstitüleri'yle ilgili bu tarihi diyaloğu Tahir Şilkan ABC için yazdı.
Tahir ŞİLKAN
Fakir Baykurt, 1958 yılında Yılanların Öcü romanı ile Cumhuriyet Gazetesi'nin Yunus Nadi Roman Yarışması'nda birincilik ödülünü kazanınca, ödülünü alması için Cumhuriyet gazetesi tarafından İstanbul'a davet edilir. 10 günlük bu davet günlerinde; Fakir Baykurt, yarışmanın Büyük Kurul üyelerini evlerinde ziyaret eder. Yaşar Kemal'in girişimleri ile gerçekleşen bu ziyaretlerin biri de Halide Edip Adıvar'a yapılmıştır.
1950 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden Bağımsız milletvekili seçilen Halide Edip Adıvar'ın Demokrat Parti macerası uzun sürmeyecektir. Demokrat Parti'nin iktidar yıllarında on yıl süreyle bakanlık da yapmış olan yazar Samet Ağaoğlu'nun 'Babamın Arkadaşları' başlıklı anı kitabında anlattığı üzere; Demokrat Parti'nin genç taşra avukatları, ilçelerin eşrafı, doktorları, yeni kuşakların heyecanlı genç yazarlarından oluşan Meclis Grubu, ismini yazdığı romanlardan bildiği, beli biraz bükük, tatlı sesli ihtiyar kadının ne konuşma üslubunu ne de fikirlerini kolaylıkla anlamayacaklardır. O da Meclis Grubundaki insanları yadırgamaktadır. Bir yıl bile dolmadan bir gün Demokrat Parti Grubunda kürsüye çıkacak; "Bir tesadüfle aranıza düştüm!" deyip konuşmasını tamamladıktan sonra, Demokrat Parti milletvekillerinin protesto sesleri arasında kürsüyü ve Parti grubunu terk edecektir.
SUS BAKAYIM YAŞAR, BİRAZ FAKİR’İ DİNLEYELİM!
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili Ve Edebiyatı bölüm başkanlığı görevine dönen Halide Edip Adıvar; Fakir Baykurt ve Yaşar Kemal'i evinde ağırlarken, ülkemizdeki eğitim sistemi üzerine konuşurlar. Fakir Baykurt o günü, Özyaşam'ının 4. cildi olan Köşe Bucak Anadolu'da anlatır. Fakir Baykurt,"Halide Hanım, evine gittiğimizde önce Yaşar Kemal sonra da ben elini öptük, birimizi sağına, birimizi de soluna oturttu. Yaşar Kemal, anlatmaya başlayınca; "Sus bakayım Yaşar. Sen her zaman buradasın! Biraz Fakir Baykurt'u dinlemek istiyorum" dediğini ifade eder.
Kendisinin de Halide Hanım'a soracakları olduğunu ifade eden Fakir Baykurt, "Köy Enstitüleri kapatılırken Meclis'te milletvekili olarak bulunuyordunuz, niçin sesinizi çıkarmadınız" der ve ekler:"Sizin edebiyat çalışmaları dışında eğitimcilik yönünüz de var. Enstitüler kız çocuklarının yetişmesini sağlıyordu. Enstitüler sayesinde on binlerce köylü kızı eğitim ışığına kavuşacaktı. Bunu en iyi siz anlardınız, niçin sustunuz?"
Halide Hanım'ın kızmadığını, kızdıysa da belli etmediğini belirten Fakir Baykurt, "Benim eğitimle ilgili çabalarımı abartma önce! Üniversite hocalığı dışında, Lübnan'da, Suriye'de Cemal Paşa'nın hatırı için bir süre kızların eğitimiyle uğraştım" dedikten sonra, şöyle devam ettiğini yazıyor:
"Köy Enstitülerine olanlar Demokrat Parti gelmeden oldu. Demokrat Parti iktidara gelince, Hüseyin Avni Başman Milli Eğitim Bakanı oldu (Bakanlık görevi: 22 Mayıs 1950-3 Ağustos 1950), Enstitüleri kapat dediler, o da kapatmam dedi. Öyleyse ayrıl dediler, o da ayrıldı; yerine gelen Tevfik İleri Enstitülere açıkça düşmanlık etti, edepsiz herif!"
17 NİSAN 1940’TA KANUNLA KURULAN KÖY ENSTİTÜLERİ
Köy Enstitüleri, ülke tarihinin çok tartışılan konularından biridir. Tartışılmaktadır; çünkü Köy Enstitüleri ile ilk kez binlerce erkek, kız köylü çocuğunu eğitime kavuşturmuş, bir umut olarak karanlıktan aydınlığa doğru yollarını açmıştır. Köy Enstitüleri, İkinci Dünya Savaşı yıllarında, özellikle Anadolu'nun okulsuz ve öğretmensiz olduğu gerçeği dikkate alınarak cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün desteğinde, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İlköğretim genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç'un olağanüstü çabasıyla kuruldu. İlkokulu bitiren köy çocukları Köy Enstitülerinde altı yıl eğitimgördükten sonra yeniden köylere giderek öğretmenlik yapacaklardı. Aynı zamanda tarım ve küçük el zanaatları da öğretilen köy öğretmenleri köyde model tarımsal üretim çalışmalarını köylülere öğreteceklerdi.
Tüm ülkeyi kapsayan bir yaygınlıkta kurulan Köy Enstitülerinin sayısı 21'dir. Köy Enstitülerinden; Fakir Baykurt, Mehmet Başaran, Mahmut Makal, Talip Apaydın, Dursun Akçam, Ümit Kaftancıoğlu, Ali Yüce, Osman Şahin, Yusuf Ziya Bahadınlı, Hasan Kıyafet, Emin Özdemir, Sami Gürel, Pakize Türkoğlu, Azime Karabulut, Osman Bolulu, Mehmet Aydın, Abbas Cılga gibi edebiyatımızın önemli yazarlarının yanı sıra çok başarılı eğitimciler yetişti. Hem edebiyat alanında hem de eğitim alanında çok önemli hizmet verdiler.
GERİCİLİĞİN HEDEFİNDEKİ OKULLAR
Köy Enstitülerini bitiren öğretmenler, hem köylerdeki okullarda çocuklara eğitim vermek, okuma yazma öğretip temel bilgileri kazandırmak hem de köyün tarımcısı, sağlıkçısı, hayvancılık ve arıcılık uzmanı olarak çalışmak üzere yetiştirildiler.
Kuruluşundan itibaren gericiliğin hedefinde olan Köy Enstitüleri'nde, 1946 yılından sonra CHP içindeki gerici milletvekillerinin çabalarıyla kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı. Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinden sonra, "iş için, iş içinde eğitim" ilkesinden uzaklaştırılan Köy Enstitüleri, yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel, ezberci eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştürüldü ve 1954'de temelli olarak kapatıldı.
HALİDE EDİP, YENİDEN KURTULUŞ SAVAŞINI DÜŞÜNÜR
Fakir Baykurt, Halide Hanım'ın ağızlığına bir sigara taktıktan sonra, kendisine köy okullarının durumunu sorduğunu yazıyor.
"Okulların da, öğretmenlerin durumunun da harap!” olduğunu belirten Fakir Baykurt, "Öğretmenlerin yakasından, paçasından tutuyorlar, öğretmenlerin elinden tutan hiç yok! Devlet din eğitimine önem veriyor. İmam Hatip okulları, Kuran kursları açıyor, açılmasını destekliyor. Demokrat Parti iktidarları Atatürk reformlarının ayırdında bile değil. Devlet kasasından para harcayarak cumhuriyet düşmanı gericiler üretiyor. Yirmi yıl sonra Cumhuriyet de Yurt da ciddi sakıncaların içine düşer" sözleri ile konuşmasını tamamlar.
Fakir Baykurt'un bu sözleri üzerine Halide Edip Adıvar sigarasını yenileyerek uzun süre susar. Sonra, "Ne yazık ki doğru söylüyorsun" diye mırıldanır. Birkaç yıl sonra yaşanacakları öngörmüş bir bilge olarak sözlerini tamamlar; “Ama ortada bu söylediklerini dinleyecek de, anlayacak da yok bugün. Demokratlar çılgın bir inişle uçuruma gidiyor. Bakalım sonları nere varır? Yeniden bir Kurtuluş Savaşına girişmenin olanakları da yok..."