EŞLEĞİNİZİ ARIYORSUNUZ

EŞLEĞİNİZİ ARIYORSUNUZ

 

EŞLEĞİNİZİ* ARIYORSUNUZ

Özel aynalarına yabancı yüz yansısın istemezler. Aynalarının tam ortasına koyun pergelin bir ayağını, açın açabildiğiniz kadar öteki kanadını, çizdiğiniz dairenin içine, onlarınkine aykırı fotoğraf düşmez. Aynalarını bahçe saysanız, çiçeği tek türdür, başkaymış gibi görüneneleri, o türün değişik renkleridir ancak. O ince davranışların, ince sözlerin, hoşgörülü tavrın cilasını kazıyın, özgecilik rolü oynayan tutumun altını eşeleyin, yeğin bir imparator çıkacak karşınıza. Daha doğrusu, kendisinden başkasına yasaklı ben. Kuma götürmez. O kıyısız, çitsiz, duvarsız gösterilen bahçenin çevresinde, gözle görülmez demir duvarlar vardır, asla geçemezsiniz.
 
Bir söylence vardır: Yaratan,  insanı, erkekliği, dişiliği üstünde tek cins olarak salmış dünyaya. Ekvator gibi, emeksiz doyunmaya elverişli bir yere mi inmişler ne? Midelerinin isterini karşıladıktan sonra çekiliyorlar bir kuytuya, menteşe gibi ha bire açılıp kapanıyor, kösnüden yorgun, yere seriliyorlar. Ayıkınca yine aynı koşuşturma, aynı yorgunluk... Yaratan gözetler dururmuş, ne yapacaklar diye. Yüzyıllar geçiyor, hiçbir değişiklik olmuyor dünyada. Kösnülü menteşe devinimi, mideyi susturma ikilemi sürüp gidiyor. Çekip almış bu üretimsiz yaratıkları gökyüzüne. her birini, ortasından ikiye ayırdıktan sonra, saçmış yeniden yeryüzüne. Parçalanan bütünün, bir parçası bir yerde, ötekisi kim bilir nerde?.. Bir koşuşturmadır başlamış, herkes, öteki parçasını arıyor. Rastladığı birisini, eski parçası sanıyor, ona kendisini beğendirmek için, olmadık hünerler gösteriyor. Sözüm ona, aşkın temelinde bu varmış, uygarlaşma böyle başlamış. Hiç inanasım gelmez, aşkın özel çıkar ya da salt kösnü üstüne kurulduğuna; dostlugun, uygarlığın benmerkezli bir koşudan filizlendiğine.
 
Sizi desem, darılırsınız. Alın Bay İksi ya da Bayan İgreki, çıkarın dostlarının dizelgesini, bir bakın: Hangisinden çekindiği için onunla uyuma girmiş? Hangisini beklentilerine yararı dokunsun diye yanına çekmiş? Hangisini benzerliğinden ötürü kucaklamış? Yakın ilgisinin, bağlılığının altında ne yatıyor? Sevdiği, güvendiği, iyi geçinir göründükleriyle, içten içe, ne kadar yakın, ne kadar uzak?... Ykın durduklarını, yardım, sevgi görüntüsü altında, kendi yönüne güdümlüyor mu, kendisine bağımlılaştırmaya mı yelteniyor? Kimlerin kısıtlamasız düşünmesine, kendisine koşulsuz davranmasına, içi burkulmadan izin verebiliyor? İçinin derinliklerine inin, orada salt kendisini mi görmek istiyor, başkasının kişiliği, kimliği palazlanıyorsa, iç burkulmalarına mı düşüyor? Kıskançlığın kazmasıyla, hangi duvarları yıkmaya soyunuyor çaktırmadan? Genişletip bayındır kılmak istediği alan, salt kendisi için mi, kamusal mı? Dost, sevgili dediklerine, ne kadar pay ayırabiliyor? Verir göründükleri bağış mı, hak mı?...

Pek çoğunun sözlüğünde sevmek'in altında, tutsak etmek, kullanmak; dostluğun altında, görünmez mürekkeple, payanda aramak mı yazılı yoksa?... Sevginin, emek, bakım, özen, geliştirme istediğinin ayırdında kaçı? Dostluğun, iyilik, katlanma, koruma, kollamayla, hoşgörülü tartışmalarla beslendiğinim ayırdında kaçı?.. Hangilerinin dostluk dokusuna eleştiri  girebiliyor? Birbirini besleyen, evrilten kaç sevgiye, kaç dostluğa tanık oldunuz? Kendisinden biraz yan çizdi diye ya da kendisine uygun izlekten azıcık sapıttı diye sevgilisini öldürenleri görmediniz mi? Bir tek yanlış davranış, küçük bir eleştiri, ufak çıkar çatışmasından ötürü, ne kadar dostluk çöplüğe atılmıştır? Belli bir alan ayırsanız, sevgili ölülerinin, dost ölülerinin mezarlığı, kaç anakarayı doldururdu? Bunlara değgin yazılan çizilenleri kitaplaştırsanız, sığdıracak kitaplık bulabilir misiniz?

İki cinsin kösnü koşturmacasından  doğmadı uygarlık dersem, inanmaz mısınız? Uygarlığın, sürekli üretim alan, birbiriyle elleşmesini bilen, kıskançlığın kıskacına yakalanmayan dostluklara temellenip geliştiğini söylesem, bana katılır mısınız? Yalan mı?...

Ne dersiniz, eşleğimize bukağılanmaktan kurtulup, sevgileri besleyerek, dostlukları pekiştirerek, dünyamızı daha da güzelleştirme önerime?...
 
 
 
*Eşlek: Fotokopi

 
 
Etiketler:

Yorumlar (0 )