TÜRKÇEDE ÜÇLEME (ÜÇÜZLEME)

TÜRKÇEDE ÜÇLEME (ÜÇÜZLEME)

 
 
 

TÜRKÇEDE ÜÇLEME (ÜÇÜZLEME)

 
Türk dilbilgisinin el atılmayan konularından birisi de ÜÇLEMEDİR. Dilimizin anlam boyutlarının tam olarak saptanabilmesi için, bu konunun üzerinde önemle durulması gerektiğine inanıyorum. O nedenle ÜÇLEMEyle ilgili ilk saptamalarımı, dilcilerin ilgi ve tartışmasına sunmak istiyorum.
 
Üçlemelere ilişkin sadece bir değiniye rastladım. Başkası var mı, bilmiyorum. Sn. Prof. Dr. Vecihe Hatipoğlu TÜRKÇENİN SÖZDİZİMİ (TDK yayını, Ankara Üniversitesi Basımevi, 1972, sayfa: 63) adlı yapıtında:

İKİLEME ETKİSİYLE ÜÇLEME başlığı altında şöyle diyor: “İkileme olayı Türkçede o kadar yaygın o kadar etkili olmuştur ki bu yolla üçlemeye de gidilmiştir.”

“Aynı kökten veya gövdeden kurulan bir ikilemeyle aynı kökün veya gövdenin eylem biçiminin, birlikte kullanılmasına üçleme denir.” Daha sonra on iki örnek veriyor.

Üçleme   

İlk iki dilbirimi yinelenmiş, son birimi -mek’li, -mak’lı biçimde kökteş üç sözcük (ya da sözcük biçim ve anlamlı dilbirim) ten oluşmuş; anlamı pekiştirici, ikileme ve deyimi andırır, bir yönüyle de “zincirleme tamlama”yı düşündürür anlatım dizimidir.

Cayır cayır cayırdamak     

Üzüm üzüm üzülmek      

Tir tir titremek  
 

Üçlemenin Yapısı ve Nitelikleri   

1. Üç sözcük (dilbirim)le kurulur.

2. Kuruluştaki üç sözcük de aynı kökendendir (kökteştir).

3. İlk iki sözcüğü yinelemedir. (İkileme değil, çünkü ikilemeler yalnızca yinelemeyle kurulmuyor.)

4. Üçüncü (son) sözcüğü -mek’li, -mak’lı biçiminde adeylemdir.

5. İlk iki birimdekiler, kimi zaman, tek başına anlam yüklenemez durumdadır. Fakat son birim anlamlıdır.

6. Kuruluşun ilk iki sözcüğü, yinelemeli ikilemeyi andırır.

7. Kuruluştaki üç sözcük de türünü değiştirmez.

8. Üçleme kalıplaşmış biçimiyle kullanılır. Arasına ek ve başka sözcük girmez.

9. Üçleme, sözcük (kavram) düzeyinden yukarıda, yargı (tümce) düzeyinden aşağıda bir anlatım yoludur: Tam olarak yargı bildiremez.

10. Üçlemeyi oluşturan sözcüklerden ilk ikisi kökteştir, tümleç görevindedir.

11. Baştaki ilk iki sözcük (dilbirim), sonraki adeylemin oluş biçimini belirtir.

12. Baştaki ilk iki sözcük, son sözcüğün (adeylemin) nasıl’ına yanıt verir.

13 Baştaki ilk iki sözcük, sondaki adeylemin nasıl’ına yanıt verdiği için belirteç/zarf tümleci görevindedir. 
 

Üçlemeyle Kendisine Benzer Anlatım Birimleri Arasındaki Ayrım   

* Üçlü yapısıyla zincirleme tamlamaya benzer. Fakat bundaki oluşma, tamlamadaki gibi geçici değildir; süreklidir, kalıplaşmıştır. Öte yandan zincirleme tamlamaya göre, daha çok yargı (tümce) düzeyine yaklaşıktır. Zincirleme tamlamadaki araya bağlaç girme olayı, bunda söz konusu değildir.  

* İlk iki birimiyle, yinelemeli ikilemeye benzer görünüşü vardır. Fakat ikilemeler sadece yineleme ile yapılmaz. İkilemelerin arasına başka sözcük türleri girebilir, ikilemeler ad’a yardım ederek sıfat; eylem’e yardım ederek belirteç/zarf türüne geçebilir, ikilemelerin çekimi yapılabilir. Üçlemede, bunlar söz konusu değildir. Sadece anlamı zenginleştirme yönünden ikilemeye benzer niteliktedir.   

* Birden çok sözcükle kuruluşu, kalıplaşmış biçimiyle kullanılışı, anlatıma değişiklik getirişi bakımlarından deyimi düşündürür. Fakat hep üçlü yapıda oluşu, anlam kaymasına uğramaması ve yapısının içine hiçbir zaman başka sözcük ve ek girememesi bakımlarından deyimden ayrılır. Deyimlerin yargı bildirenleri vardır, üçlemelerin yargı bildireni yoktur. Deyimler, zaman zaman mantık dışı, çarpıcı anlam yüklenir, anlam bakımından öznelliğe açıktır. Üçlemeler ise, belli anlam çerçevesi içindedir, mecaza pek açık değildir, öznel yoruma kapalıdır.  
 

Anlam Yönünden Üçleme   

Eylemin, durumun:   

* Aşırılığını,

* Çokluğunu,

* Sürekliliğini,

* Boyut genişliğini vurgular, anlatıma renklilik kazandırır.
 

Üçleme Kurma Yolları

* Eylem ya da yansıma sözcüğünün kökü yinelendikten sonra, bunun üstüne -mek’li biçimi eklenerek:
Çın çın + çınla-mak    
   

Elek elek + ele-mek    

* Eylem ya da yansıma sözcüğünün ilk üç harfinin üstüne il eki getirilip bu yinelendikten sonra, aynı yapının -de ve -mek eklerini almış biçimini ekleyerek:        

Par-ıl par-ıl + Par-ıl-damak

* Eylemin ya da yansıma sözcüğü-nün ilk hecesi ya da ilk üç harfi üstüne -ir eki getirilip bu, yinelendikten sonra, aynı biçimin -de ve -mek eklerini almışını, ilk ikisine koşarak: 

Zır-ıl zır-ıl + zırıl-da-mak   

* Eylem ya da yansıma sözcüğünün ilk iki harfi üstüne -in, -im ekleri getirilip, bu, yinelendikten sonra, aynı yapının , -il ve -mek’li biçimi eklenerek:

Ez-im ez-im + ezil-mek       

Oy-um oy-um + oyul-mak   

(Bu örneklerdeki üçüncü sözcükler edilgenlik eki almıştır.)

* Eylem ya da yansıma sözcüğünün ilk üç harfli biçimi yinelendikten sonra, bu biçime -la, -mek eklerini almış yenisini ekleyerek: 

Par par + par-la-mak      

Zıp zıp + zıp-la-mak   

* Eylem ya da yansıma sözcüğünün ilk üç harfli biçiminin -ik eki getirilip bu biçim yinelendikten sonra aynı biçimin -le, -mek eklerini almışını da ekleyerek:

Cıy-ak cıy-ak + cıyak-la-mak

Viy-ak viy-ak + viyak-la-mak  
 

Üçleme Örnekleri 

Adım adım adımlamak

Bar bar bağırmak  

Bıcır bıcır bıcırdamak   

Cumbul cumbul cumbuldamak   

Çağıl çağıl çağıldamak   

Çatır çatır çatırdamak  

Çın çın çınlamak

Damla damla damlamak 

Dırdırdırlamak  

Dizim dizim dizilmek  

Dürüm dürüm dürülmek 

Efil efil efilemek

Elek elek elemek

Eşim eşim eşilmek 

Fısıl fısıl fısıldamak

Fışır fışır fışırdamak  

Fokur fokur fokurdamak  

Gerim gerim gerilmek 

Gıcır gıcır gıcırdamak 

Gümbür gümbür gümbürdemek 

Gürül gürül gürüldemek 

Harıl harıl harıldamak 

Homur homur homurdanmak

Ikım ıkım ıkınmak 

İnim inim inlemek 

Kasım kasım kasılmak 

Kıkır kıkır kıkırdamak  

Kıvır kıvır kıvırtmak 

Kızım kızım kızınmak 

Oyuk oyuk oyulmak  

Param param parçalanmak   

Pırıl pırıl pırıldamak  

Puf puf puflamak  

Sürüm sürüm sürünmek  

Süzüm süzüm süzülmek   

Şakır şakır şakırdamak   

Şangır şangır şangırdamak 

Şıkır şıkır şıkırdamak

Şırıl şırıl şırıldamak

Takır takır takırdamak

Tırmık tırmık tırmıklama

Tırtık tırtık tırtıklamak

Vızık vızık vızıklamak

 Zangır zangır zangırdamak  

 
 

Türk Dili Dergisi 25.s Temmuz/Ağustos 1991

 

 
 
 

 

 

 
Etiketler: dil türk dili

Yorumlar (0 )