UĞUR'U KİM ÖLDÜRTTÜ ?

UĞUR'U KİM ÖLDÜRTTÜ ?

   

UĞUR'U KİM ÖLDÜRTTÜ?

Bir insan niçin öldürülür, öldürtülür? Bizim anlayışımıza  göre hiçbir koşul ve durumda insan öldürülmez, öldürtülemez. Ancak soruyu, olagelenlere göre yorumlamaya çalışırsak; varlığı, eylem ve tutumu birilerinin çıkarına engel olanlar öldürülür, öldürtülür.

Uğur Mumcu kimdi, edimi ve tutumu neydi?. Kime göre zararlı öğe sayılabilirdi? Bu soruyu yanıtladığınız zaman, Uğur'u kimin öldürttüğünü ortaya çıkarmış olursunuz.

Uğur Mumcu:

·      Marksist-Leninist öğretiyi en iyi bilen ve çözümleyip yorumlayan fakat bu öğretinin bağnazı olmayan,

·      Kemalizmin ve Kurtuluş Savaşımızın nereden kaynaklandığını, ne yaptığını en sağlıklı biçimde açıklayan fakat onun da tutsaklığına düşmeyen,

·      Ülke bütünlüğüne bağlı, Anadolu coğrafyasının insanını kardeş sayan,

·      Bütün olayları eytişimsel bir anlayışla irdeleyen,

·      Laikliğe sonuna kadar bağlı, bilimsel yöntemleri kullanan,

·      Özgürlükçü, demokrat, her türlü düşünceye saygılı,

·      Vurgununun, soygununun kirli çamaşırlarını gün ışığına çıkarıp kamuoyunu bilgilendiren,

·      Hiçbir partinin ve çıkar grubunun dümen suyunda yürümeyen,

·      Bölücü güçlerin karşısında yer alan,

·      İyi bir araştırmacı, dürüst bir gazeteci, yılmaz bir savaşcıydı.

·      Her türlü yeraltı örgütünün ve mafyanın karşısındaydı.

Uğur, 1993'te öldürülmedi. Uğur'u öldürtme süreci, Türkiye'de elli yıl önce başlamıştı. Bu süreci başlatanların adına anıt-mezarlar yapılmıştır. Laikliğe karşı eylemler, bölücülük, vurgunculuk, soygun, rüşvet, adam kayırma, niteliksizleri devlette yuvalandırma, geriye doğru gidiş; elli yıl içinde toplumun dokusuna işletilmiştir. Bunların karşısında yer almak, dürüst insan nitelikleri sayılmıyor artık. Çağdaş düşünenler, laik kafalar, bölücülüğe, vurgunculuğa, mafyaya karşı çıkanlar birer düşman ilan ediliyor. Uğur, bunun simgesi sayılanlardan biriydi.

Laikliği savunanlara "şer güçler" deniliyorsa, laikliği savunan bir Anayasa Mahkemesi başkanı yalnız bırakılıyorsa, "Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz" diyenler devlet katlarında egemen olmuşsa, tarikatçılar yüce koltukları işgal etmişse, Uğur gibilere hayat hakkı kalmazdı elbet. Abdi İpekçiler, Çetin Emeçler, Bahriye Üçoklar, Turan Dursunlar öldürülürken toplum uyuduysa, Uğur Mumcu gibilerin öldürülmesi beklenen bir olaydı.

Kendilerini aydın, çağdaş sayan kesim; şimdi Uğur'un ardından ağıtlar yakacaktır. Ama onlardan kimileri değil miydi: "Uğur MİT'in adamıdır", Uğur Kemalist devletin koltuğu altındadır", "Kemalizm bitmiştir. İkinci Cumhuriyet başlamalıdır", "Laikliği de o kadar abartmamalıdır" diyenler?

Hani, niye polisin burnunun dibinde Uğur'un arabasına nasıl bomba yerleştirildi? Hani, o MİT, o devlet niçin Uğur'u korumadı? Mustafa Kemal'in döneminde Türkiye'nin gölgesinden korkan, Mollalar Ülkesi, Türkiye'ye nasıl  karşı devrim ihraç edip, içimizde egemenlik kazandı?

Kim öldürttü Uğur'u, kim?

Laiklik düşmanları mı? Laikliği bahane ederek Türkiye'nin başına çöreklenmek isteyen darbe heveslileri? Mafya mı? Çıkar çevreleri mi? Türkiye'yi sürekli bunalımlar içinde kıvrandırmak isteyen dış güçler mi? Sahte dostlar mı? Ulusun sorunlarına eğilmede ve bunları çözümlemede doğru tanılar koyamayan aydınımsıların çarpık tutumları mı? Duyarsız toplumun sağır kulakları, yürüyemez ayakları mı?

 

       Uğur'u öldürtmek için azmettirenlerin adresi bellidir. Ama zarfın üstünde azmettirenin adı yazılı değildir. Açık, açık olduğu kadar da karmaşık, çözümsüz bir olaydır Uğur'un öldürtülmesi.

 

       Meydan uğursuzlara mı kalacak ? Uykumuza devam mı edeceğiz? Birkaç gün Uğur'un ardından övgü sözleri edip bunu da unutacak mıyız? Belleksiz, ders almaz, uykusundan bir türlü uyanmaz bir toplum muyuz? Politikanın sahte ninnileriyle uyumaktan pek mi hoşlanıyoruz?

 

       Bu son olsun son! Meydan Uğur'suzlara kalmasın? Uğur'u sağlıklı düşüncenin odak noktası, en önemli öğesi diye öldürenler; yarın niye sakal bırakmıyorsun, niye benim gibi düşünmüyorsun, niçin benim çıkarımı engelliyorsun diye, zararlılık sırasına göre herkesin ensesini kör testereyle doğrayacaktır.

 

       Uyanalım artık?


Abece Dergisi, Şubat 1993

Etiketler:

Yorumlar (0 )